4 Mart 2010 Perşembe

YERDEN YERE VUR POĞAÇASI


Bloglara kısa bir ara verdik. Belki bu engelleme tekrar gelebilir bilmiyorum. Üstelik hala bazı siteler engelli neden bilmiyorum. Bu arada gördüm ki blog gerçekten hayatın bir parçası olmuş. Hergün ne var diye manşete göz atmazsam eksiklik oluyor. Alışmışım herkesin leziz sayfalarına.

Zerrinim sobe yapmış ebe olmuşum çocukluğunda yaşadığınız ev..

Bizim ev namı diğer yeşil konak olarak geçerdi. İki katlı yeşil boyalı bir ev. Arkasında dut ayva elma ağaçları ile çevrili yüksek duvarların içinde bir bahçe. Bahçede kümes tavuklar yumurtlar biz sabahları o yumurtalarla besleniriz ki o yüzden böyle semiz olmuşuz. Maydanozu nanesi biberi fasulyesi marulu bahçenin bir kenarında yetişir. Bahar geldi mi sümbüller açan bir bahçe. Kışın bembayaz kardan adam yapılan bir bahçe. Yaz akşamları yıldızları saydıran bir bahçe. Arka kapısı hep kilitli olan başka dünyalara açılan ama çok az açılan bir bahçe. Özlüyorum bahçeyi..
Ev sobalı kış geldi mi sobanın üzerinde kestane pişer ekmekler kızarır mis kokulu ekmekler. Küçükken kar bir tepsi içinde gelir soba başında eriyene kadar oynanır. Bayram gelmeden evin 1. katı hamur dolar tepsi tepsi baklavalar yapılır. Evin içinde bir kiler kilere girmeye korkarım ama hep uzaktan bakarım neden bilmiyorum çok cazip benim için. Evde iki mutfak biri kışlık bir yazlık tüm mutfak maceralarımın başladığı yer. Evin karşısı okul zil çalınca evden duyup koşabilirim.
Üst katta bir oda benim ve ablamın içinde hep ben bebekleriyle kitaplarıyla. Ablam sokakta hiç girmez ben evde sokağa hiç çıkmaz. Sofralar kurulur geniş odalara ev hep kalabalık gelen giden bitmiyor. Annemin her ay misafirleri var tepsilerce börek çörek tatlı yapılıyor. Misafirler gitmeden hiç birine ellenmiyor. Pazar günleri halamlar kuzenler akrabalar geliyor. Babannem büyük leğende hamur yoğurmuş açmış içleri ıspanaklı kıymalı peynirli annem pişiriyor büyük bardaklarda ayranlar biz hem yiyor hem içiyoruz.
Komşumuz var fatma hanım teyze ona gidiyorum gezmeye anlatıyorum hayal dünyamdakileri o inanıyor bana. Soruyor anneme böyle böyle olmuş diye. Annem diyor yooo nerden çıktı. Fatmanım teyze yeşo anlattı diyor. Bem gülüyorum kenarda seviyorum hayal gücümü anlatmayı her şeyi istediğim gibi.
Babam geliyor akşamları atlıyorum kucağına seviyor beni ama kızıyorum babama erken yatın diyor yatmazsak tv nin düğmesini alıyor cebine koyuyor. Eskiden çıkabiliyormuş düğme. Kestaneleri yerken tek tek ayıklıyorum hepsini bir kerede yiyeyim diye. Ama ben ayıklayana kadar herkes bitiriyor tabağındakini bende gizlice yemeğe çalışıyorum babam kandırıp atıyor ağzına kızıyorum ama kıyamıyorum veriyorum yesin diye.
Kocaman bir girişi vardı evin. Sonra sobalı odaya girilirdi. Arka bahçeye mutfaktan geçilirdi. Üst kata çıkan uzun dik merdivenleri vardı. Merdivenin başaında sobalı bir banyo. Üst katta yine bir mutfak şohbenli bir banyo hiç kullanılmayan yeşil kadife koltuklu bir salon. Salonda sallanan sandelye vardı çok severdim hep otururdum ama annem o evden taşınırken başkasına verdi hala söylenirim niye verdin diye. Niye verdi ki ne kadar da güzeldiii.
Özlüyorum yeşil konağı çok güzel bir evdi güzel anıları vardı. Ev hala aynı yerinde duruyor kirada ve başkaları yaşıyor. Yine gidip yaşamak isterdim ama içinde sallanan koltuğumda olmalı....

Evi bağlayalım yerden yere vura bu aslında stres atmak için yapılacak aynı zamanda tadıda nefis olan bir poğaça bayram soframızdan kalma. Yeşil konağın konuklarının tadına doyamadıkları poğaça...

Malzemeler:

6 su bardağı un
1 paket instant maya
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker
2 yumurta (1 yumurta sarısı üzerine)
1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı ılık süt
3 yemek kaşığı sıvı yağ

İçine:
50 gr. erimiş margarin
1 su bardağı peynir
1/2 demet maydanoz


Bir kasenin içine unu eleyin maya ile karıştırın. Ortasını havuz gibi açıp önce kuru sonra sıvı malzemleri ekleyip iyice yoğurun. Üzerini kapatın ve 45 dakika mayalanmaya bırakın. Hamuru tekrar 1 dakika kadar yoğurun. Ve işte stres atma zamanı hamuru tezgahın üzerine 100 kez vurun bütün stresinizi tezgahta bırakın.

Hamuru ikiye bölün. Her bir parçayı yarım cm kalınlığında uzun dikdörtgen açın. İçine erimiş margairin sürün üzerine peynir ve maydanozlu harcı serpin rulo yapın. Üzerini elinizle bastırın. Üçgen şeklinde kesin. Yağlanmış tepsiye dizin üzerini kapatın 30 dakika daha dinlendirin. Üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısınmış 180 derece fırında 30 - 35 dakika pişirin.

Afiyet olsun....


0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum yazabilirsiniz.